Her yeni güne gözlerimizi açtığımızda, aslında yeni başka bir maskeyle yaşarız o günü. Hangi maskeyi, ne zaman ve hangi durumda takmamız gerektiğini bilerek yaşamak, hayatımızı daha faydalı kılar.
Küçük bir sahil kasabasında hayatını biraz yavaş, miskin ve uyuşuk şekilde yaşayan Can diye bir adam varmış. Sabahları uyanınca yüzünü şöyle bir üstten yıkar, kravatını özensiz ve yavaş yavaş bağlar, saçını düzeltmeye hiç gerek duymadan evden çıkarmış. Sokağın köşesindeki cafeden kahvesini alır, yavaş yavaş işininin yoluna koyulurmuş. Ofisin kapısından içeriye girdiğinde her sabah ona ‘’Günaydın Cann!’’ diye seslenen kıza, kahve bardağı olan eliyle selam verip, yine uyuşuk bir halde odasına geçip, birikmiş dosyalarla dolu çalışma masasında bütün gün otururmuş.
Can’ın yaşadığı bu kasabada her hafta kurulan bir ‘’Suret Pazarı’’ varmış. Bu suret pazarında bütün duyguların olduğu maskeler satılırmış.İstediği duyguya sahip olmak için insanlar,bu maskeyi takıp, hoop o duyguya bürünüverirmiş hemen.
Can bir sabah yine uyanıp, uyuşuk bir şekilde özensizce kravatını bağlayıp evden ayrılmış. Ve ‘’Suret Pazarı’’ na gitmeye karar vermiş. ‘’Başarı Maske’’sini şöyle yavaş bir şekilde yüzüne geçirmiş. Ve pazarcı adam ‘’Oooo ne kadar yakıştı maskeniz,buyrun aynaya bakın’’ diyerek Can’a hayran bakışlarla aynayı uzatmış. Can bu bakış ve övgü karşısında hemen omuzlarını dikleştirip,şöyle uzunca bir aynaya bakıp hemen hızlıca saçını başını da düzeltip, maskeyi almak istediğini söylemiş. Can pazardan hızlı adımlarla çıkıp, başı ve omzu dik bir şekilde sokağın başındaki cafeye girmiş. Ve ‘’Günaydınn bana 1 kahve!’’ demiş sevinçli ve gür bir sesle. Her zaman kahvesini hazırlayan adam Can’a ‘’Oooo Can bugün ne kadar da yakışıklı ve enerjiksin!’’ demiş. Can’ın yüzünde başka bir tebessümle teşekkür ederek ayrılarak işin yolunu tutmuş. Yolda hızlı hızlı ve adeta dans edercesine ofisine gitmiş. Omuzları dik ve enerjisi yüksek bir şekilde kapıdan girdiğini gören lobideki kız ‘’Günaydın Cann! Bugün ne kadar yakışıklı görünüyorsun!’’ Can da kıza günaydın, teşekkür ederim diye cevap vererek dans ritmindeki adımlarıyla odasına geçmiş. Masasında yığılı duran dosyalarını o akşam iş çıkışına kadar bitirip evine doğru yönelmiş. Kapıyı açan eşi,alışkın olmadığı bu durum karşısında Can’a ‘’Hoşgeldin Can, ne kadar da enerji dolu görünüyorsun!’’ demiş. Can da ‘’Eveet, yeni aldığım maskemi beğendin mi?’’
Eşi, yüzünde anlamsız bir ifadeyle bir adım geriye gidip Can’ı şöyle bir süzmüş ve ‘’Caan senin yüzünde maske yok ki!’’ demiş. Can önce bir afallamış,hemen hızlı hızlı suratına dokunmaya çalışırken, gözü de elindeki hiç açılmamış olan maske paketindeymiş.